Bilmece bilinmeyen bir nesnenin dolaylı olarak sunulmasıdır. Bilmeceyi dinleyen veya okuyan, zekâsını kullanarak bu nesneyi bulmaya çalışır.
Bilmece bir konu ve en az bir tanımlayıcı öğeden (yorum) oluşan
geleneksel sözlü ifadedir.
Tanıtıcı öğe neyi saklamışsa onun
bulunması gerekir Bilmeceler bir bakıma atasözlerine benzer.
Bilmece bir zeka oyunudur ki, bir nesnenin niteliklerini ve
özelliklerini, onu ne olduğunu açıkça söylemeden, ama bilinmesini
kolaylaştıracak açıklıkla, gözler önüne serer.
En
küçük bilmece ve en küçük atasözü, en az bir konu ve bir yorumdan
oluşur. Bilmecede cevap gizlidir. Atasözünde ise sözü edilen nesneyi,
hem söyleyen, hem dinleyen bilir.
Nesneleri, tabiat unsur ve olaylarını, insan uzuvlarını, aletleri, nakil
vasıtalarını, hayvanları, nebatları, uzak ilişkiler ve tedailerle tarif
eden hazır söz kalıplarıdır. İçinde bir soru bulunur, söyleyen
karşısındakinden bu sorunun cevabını bekler. Daha çok çocuklar
arasında eğlence vasıtasıdır.
Sözlü edebiyat türlerinden biridir, şiirsel bir klişe içinde karşılık
bekleyen bir küçük sorudur. Çok defa nesneyi veya ilkeyi tek bir
kelime ile ifade eder. Metinde verilen ipuçları ile bu nesnenin
bulunması söz konusudur
Bilmece sözlü edebiyat türüdür. Geleneksel bir sorudur. Geleneksel
olmak demek zaman ve söylenen yerler içinde bir derinliği ve yaygınlığı
olmak demektir. Geleneksel demek belli bir grup insan tarafından, bilmece
olarak kabul edilmiş olmak demektir; gelenekçe kabul edilen biçimler içinde
bulunmak demektir. Bu gösterim çevresi içinde sorulmak demektir.
Gösterim çevresi içinde sorulmak o kadar önemli ki, geleneksel olmanın
öteki boyutları eksik de olsa, bu çevrede bilmece olarak kabullenilen bir soru
bilmecedir