Bilmeceler, tabiat unsurları ile bu unsurlara bağlı hädiseleri; insan, hayvan ve bitki gibi canlıları; eşyayı; zekä güzellik nevinden mücerret kavramlarla dini konu ve mo- tifleri vb. kapalı bir şekilde, yakın-uzak münäsebetler ve çağırışımlarla düşünce, muhäkeme ve dikkatimize aksetti- rerek bulmayı hedef tutan kalıplaşmış sözlerdir.
Bu sözler, bir takım "eğlerıce, lügaz, muarnmä ve bulmacalarda da görülen ve dinleyiciye sorulunca, ondan halli istenen "bil bakalım" veya "ol nedir ki" ifadelerinin bir bakıma geniş tarifidir. Bu tarifi kendinde toplayan söz, Batı Türkçesinde "bilmek" fiilinden doğmuş bir isimdir.
Doğu ve Kuzey Türkleri ile Azeri sähası aynı mänäya gelen "tabmak" fiili- ni ve bu kökten türeyen "tabzuğ", "tabmaca" kelimelerini kullanmaktadırlar. Ayrıca Türkmenler’de "matal", Kırgız- lar, Kazaklar, Karakalpaklar arasmda "cumbak", Kazanlı- lar’da "tabışmak" yanında "cumak", Başkırtlarda ise yine bu kökten gelen "yumak" sözü yaygmdır. Anadolu’nun bazı köy ve ka:;abalarında bilmece umumı ismi yanında masal, mesel, matal, hikäye, metel, bulmaca, söz, dele, fıcık, gazel- leme... gibi kelimeler yaşamaktadır.